Kurgusal edebiyatın felsefeyle buluştuğu sanata doymuş leziz satırlar...

23 Haziran 2015 Salı

Tom Robbins - Parfümün Dansı - Jitterbug Perfume



"... hayat zaten zor, bir de üstelik sonunda ölüyorsun."
                                                                  Parfümün Dansı, Ayrıntı Yayınları



Bugünkü yazım, uzun zaman üstüne okuduğum bir "bestseller" tarzı roman olan Parfümün Dansı hakkında...

En baştan belirteyim, romanı hiç sevmedim. Beğendiğim birkaç detay dışında -en azından bana- çok itici gelen bir eser oldu. Buraya yazıp yazmama konusunda da çok düşündüm; fakat daha sonradan, hep beğeneceğim eserleri koymasam da olur dedim. 

Neyi beğenmedim?

Genel olarak yazarın üslubu. Bunun içerisinde seçtiği kelimelerden tutun da karakterleri tasvire kadar pek çok öğe var. Sanatasal içerik dahilinde cinsellik beni eserlerde rahatsız eden bir durum değil. Bu yazarın da cinsellik konularına meyilli bir yazar olduğu söyleniyor; fakat o kadar rahatsız edici benzetmeler yapıyor ki pek sanatsal bulamadım açıkçası. Sadece "Şuraya bir de bel aşağı bir cümle koyayım da marjinal ya da ilgi çekici olsun." izlenimi aldım. Ayrıca, anlatımı çok sıradan.

Neyi beğendim?

350 sayfalık romanda parmakla sayılabilecek kadar az olan birkaç hoş cümleyi beğendim. Ayrıca, büyülü gerçekçiliği yansıtan bazı bölümlerini ve parça parça anlatılan hikayenin iyi bir kurguyla birleşmesini sevdim. Zaten eseri de sırf bunların hatırına bitirdim.

Şunu da not etmek gerekir ki eser ülkemizde (Benim elimdeki 27. basımı!) ve Dünya'da çok sevilen bir eser. O yüzden beğenip beğenmemek tamamen kişisel bir tercihtir...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder